Tartışma Sırasında Yapmamanız Gereken 3 Şey

İncinmiş ya da haksızlığa uğramış hissettiğinizi ifade edecek kelimeleri bulmak, aramızdaki en iyi iletişimciler için bile gerçekten zor olabilir. Uzmanlara göre tartışmalar olur ve olmalıdır da. Adil ve etkili bir şekilde tartışmak aslında kendinizi daha mutlu ve güvende hissetmenize yardımcı olabilir ve her tür ilişkiye yakınlık ve derinlik katabilir.

Tartışmanın kesinlikle daha iyi ve daha kötü yolları vardır ve belirli ifadeler veya davranışlar normalde soğukkanlı olan bir konuşmayı duygusal bir kargaşaya dönüştürebilir.

Bu nedenle biz - HuffPost'un “Yanlış mı Yapıyorum?” podcast'inin sunucuları Raj Punjabi ve Noah Michelson - bu tetikleyicilerin genellikle ne olduğunu ve bunlardan ne pahasına olursa olsun nasıl kaçınılacağını öğrenmek için bir travma terapisti olan Adriana Alejandre'den yardım aldık.
Elbette her ikimizin de bu taktikleri ya deneyimlediğini ya da başkalarına uyguladığını gördük.

Saygılı çatışma çözümünün neye benzediğini araştırdık ve Alejandre'nin tartışma cephaneliklerimizden çıkarmamızı şiddetle önerdiği üç “taktiğe” odaklandık.

Belirli Bir Konuyu Tanımlamak İçin Geniş İfadeler Kullanmak
Alejandre, terapi alanında bu tür genellemelere (“Her zaman bunu yapıyorsun” veya “bunu asla yapmıyorsun” gibi) bilişsel çarpıtmalar veya bilişsel kalıplar denildiğini söylüyor.

“Felaketleştirme var, küçümseme var, 'ya hep ya hiç' düşüncesi var” dedi. “Tüm bu bilişsel kalıpların yararlı olduğunu düşünmüyorum, çünkü başka birini küçümsediğinizde... başladığınız sorunla ilgisi olmayan başka sorunları da beraberinde getirmiş olursunuz.”

Tartışmayı En Hararetli Olduğunuz Anda Yapmak
Alejandre, “Tamamen üzgün olduğunuzda bir şeyi gündeme getirmeyin,” dedi. “Bence [önce] yapacağınız bazı bireysel etkisizleştirme çalışmaları olmalı. Bazı insanlar için bu, egzersiz veya yoga gibi fiziksel bir şey olabilir. Diğerleri içinse günlük tutmak.”

Bu uygulamalar, çatışmayı işlememize ve nihai olarak ne istediğimiz konusunda netlik kazanmamıza yardımcı olabilir - tüm duygularımızı aklımızda hiçbir hedef olmadan birine boşaltmak yerine. “Bu yansımalar uzun bir yol kat eder” diye ekledi.

'Makbuzları Getirmek', diğer bir deyişle Suistimal Kanıtı
“Bir terapist olarak yaptığım çalışmalarda bunun etkili olduğunu görmedim. Sadece kışkırtma eğiliminde - yangına körükle gitmek gibi bir şey” diyen Alejandre, kendisinin bile sık sık bir tartışmaya ‘kanıt’ getirme isteği duyduğunu itiraf ediyor.

Ancak bunun aslında yararlı olmadığını, çünkü verimli bir tartışmaya sahip olmanın kazandığınız ya da haklı olduğunuz anlamına gelmediğini belirtti.

“İşin ortasındayken kendinize şunu sormanız gerekir: 'Buradaki amaç nedir? Bizim neye ihtiyacımız var? Bunun neye ihtiyacı var?”

Tartışırken bu üç manevradan kaçınırsak, elimizdeki konuya odaklanmamız ve verimli bir sonuca ulaşmamız daha olasıdır. Ayrıca tartıştığımız kişinin kendini saldırıya uğramış hissetme ihtimali de azalır ki bu da konuşmayı rayından çıkarabilir.

Alejandre ayrıca bize tartışmanın vücudumuz üzerindeki fiziksel etkilerinden, neden asla metin üzerinden tartışmamayı önerdiğinden ve çok daha fazlasından bahsetti.